Cumhuriyet mimarlığının sembol kadını… Leman Cevat Tomsu

Yunus Argan | 11.03.2019

Türkiye mimarlık tarihinin arka planında kalmış, görünmez isimlerden biridir Leman Cevat Tomsu. Onu mimarlık alanında özel kılan çok yönü var oysaki. Erkek egemen bir mesleğin, mimarlık mesleğinin ilk kadın temsilcisidir mesela. Türkiye’nin ilk kadın mimarıdır. Mimarlık alanında eğitim veren ilk kadın akademisyendir. Kimi zaman yaptığı projelerle kimi zaman akademide verdiği mimarlık eğitimiyle varlığını hissettirmiş, ama döneminin mimarlık anlayışından farklı olarak ‘yerel ve nostaljik’ mimarinin izinden gitmeyi tercih etmiş ve projeleri modern bir yaklaşımla ele almış bir mimardır. 

Cumhuriyet’in kazanımlarından biri olan kadın haklarıyla birlikte bu hakları sonuna kadar kullanan ve cumhuriyeti yücelten bir tarihi kişiliktir. Köy enstitülerinin, halk evlerinin mimari olarak hayata geçirmiş isimlerden biridir. 

Kendi aile yaşantısı içinde dominant bir kişiliğe sahip olan Leman Tomsu, soyadı kanunu sırasında Tavlusun’un köy meydanı olarak adlandırılan ‘Tomsu’ soyadını da kendisi önermiş ve ailesine bu önerisini kabul ettirebilecek bir liderlik vasfına sahip biridir. Liderlik özellikleri, Tomsu’ya tüm yaşamı boyunca eşlik etmiş.  Gelin 1988 yılında yaşamı son bulan, hayatı boyunca mimarlığın izinden giden Türkiye mimarlık tarihinin ilk kadın mimarlarından Prof. Dr. Leman Cevat Tomsu’yu ve geride bıraktığı mimarlığın izini sürelim. 

Kayseri’ye bağlı Tavlusun köyüne kayıtlı olan Tomsu, 7 Haziran 1913’te İstanbul’da dünyaya gelmiş. Osmanlı imparatorluğunun önemli hattat, nakkaş ve Kayseri Belediye Başkanlığı yapmış Mehmet Ali Bey’in torunu; önce asker, ardından Denizcilik İşletmesi’nde memuriyet yapan Cevat Bey ile Zehra Hanım’ın da kızıdır. Cevat Bey’in memuriyeti nedeniyle Anadolu’da birçok farklı kenti dolaşmış. 5 yaşındayken ailesi, onu iyi bir eğitim alması için İstanbul’da yatılı olarak eğitim veren ve Atatürk’ün vizyonu çerçevesinde şekillenerek Türk kadınının erkeklerle eşit bir şekilde sosyal hayatta yer almasında önemli bir rol oynayan kurumlardan biri olan Erenköy Kız Lisesi’nin ana sınıfına kaydediyor. 

Erenköy Kız Lisesi, Türkiye’nin ilk iki kadın mimarının da üniversite öncesi eğitim aldığı kurum olmanın dışında; Türkiye’deki ilk kadın Danıştay üyesi, ilk kadın Sayıştay üyesi, ilk kadın Yargıtay üyesi, ilk kadın radyolog, ilk kadın astronom, ilk kadın emniyet müfettişi, ilk kadın diş doktoru, ilk kadın eczacı, ilk kadın antropoloji profesörünün mezun olduğu bir okuldur. 

Erenköy Kız Lisesi’nden Güzel Sanatlar Akademisi’ne

Tomsu’nun  Erenköy Kız Lisesi’nde geçecek 12 yıllık eğitimi sırasında matematik ve fen alanında gösterdiği başarı, sanat derslerine ve estetiğe olan merakı, öğretmenlerinin de yönlendirmesiyle 1929 yılında başladığı Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Şubesi’nde mimarlık eğitimi almasında etkili olmuş. Ayrıca, hattat ve nakkaş olan dededen gelme olan güzel sanatlara yatkınlık Leman Tomsu’nun mimarlık mesleğini seçmesinin arka plandaki bir başka hikayesini oluşturur. Leman Tomsu; Ernst Egli, Arif Hikmet Holtay ve Sedad Hakkı Eldem’in yönetimini gerçekleştirdiği  Güzel Sanatlar Akademisi’nde dönemin önemli isimlerinden mimarlık, şehircilik ve yapı alanında dersler alır.  Güzel Sanatlar Akademisi Öğrenci Sergisi’nde yer alan ‘400 Kişilik Yatılı Öğrenci Yurdu Projesi’, Leman Hanım’ın 1932 yılında daha ikinci sınıftayken Mimar Dergisi’nde yayımlanmış ilk çalışmasıdır.

Halkevleri projelerinin mimarı 

Leman Tomsu’nun öğrencilik yıllarında yayımlanan projesinden sonra profesyonel kariyerindeki ilk eserleri olan Gerede ve Emirdağ Halkevleri, fonksiyonelliği esas alan sade, tek katlı, basit planlı, yerel işgücü ve yerel malzemelerden oluşan yapılar olarak tasarlanır. 

1934-1940 yılları arasında çok sayıda proje üreten Leman Tomsu, mezuniyetinin ardından 1935 yılında İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde şehircilik uzmanı Martin Wagner ile birlikte çalışır. 1937-1938 döneminde yaklaşık bir yıl Almanya’ya giden Tomsu, 1940’a kadar hem Florya’da soyunma gardıropları, Cihangir’de Çocuk Bahçesi Menazırı, Çifte Havuzlar Caddesi Üzerinde 1/1000 ölçekli İfraz Projesi, Bostancı Çatalçeşme’de 1/2000 ölçekli İfraz Projesi ve Galatasaray Spor Kulübü Denizcilik Şubesi Yüzme Havuzu Tesisleri (1940) gibi  İstanbul Belediyesi çalışmaları, hem de girdiği proje yarışmaları ile kendini göstermeye başlar. Wagner’ın mimarlık eleştirisinden etkilenerek, Emin Onat’a paralel olarak ‘İkinci Milli Mimarlık’ olarak adlandırılan dönemin biçimsel unsurlarını taşıyan bir mimari yaklaşımı benimser. Gerek Münevver Belen, gerekse Sabri Oran ve Emin Onat ile verimli bir mesleki diyalogun yansımaları tasarladığı projelerde görülür. 47 yıllık mesleki yaşamında dünyada popüler olan postmodern yaklaşımlara karşı da mesafeli duran Leman Tomsu, 1940’lı yıllarda dönemin eğilimlerinden farklı olarak, Sedad Hakkı Eldem, Emin Onat ve Orhan Arda’nın projeleri paralelinde mimari çalışmalarında ‘yerel ve nostaljik’ bir tavır sergilemiş. 

Halkevi projeleri incelendiğinde, Halkevlerinin genel tasarım prensiplerinin Tomsu tarafından uygulandığı görülüyor. Tomsu tek başına hazırladığı 1938 Şehremini Halkevi projesinde, eğimli arazide farklı kotlardan yararlanıyor ve yapıda eğrisel hacimleri prizmatik bir kitle ile beraber kullanıyor.

Kamu yapıları 

Kendi döneminin meslektaşlarından farklı olarak konut dışında kamu yapıları üzerinde de çalışmalar yapan Tomsu’nun 1938 yılında tasarladığı Kadıköy Halkevi Proje Yarışması’nda üçüncülüğü alan projesi, ikinciliği alan Mimar A. Sabri ve Emin Onat’ın projeleri ile benzerlikler gösterir. 

1939 yılında Leman Tomsu’nun Samsun Merkez Bankası Proje Yarışması için hazırladığı projenin yanı sıra, İTÜ’ye girmeden önce Tozkoparan’da bir gazino projesi tasarlamış. Leman Tomsu’nun İTÜ’de görev yaptığı dönemlere ait çalışmalardan biri de Enver Tokay ile birlikte yaptığı proje, 1947 yılında açılan İstanbul Adalet Sarayı Yarışması’nda 12 eş mansiyondan birini aldı. 

Modernleşmenin öncülerinden

Neslihan Turkun Dostoğlu ve Özlem Erdoğdu Erkarslan’ın 2013 yılında kaleme aldıkları “Leman Cevat Tomsu: Türk Mimarlığında Bir Öncü, 1913-1988” adlı kitapta, Tomsu’nun mesleki tercihini ‘erkek’ mesleği olarak görülen mimarlık alanından yana kullanmasıyla modernleşme tarihine de katkı koyan önemli ve tarihsel bir kişilik olarak konuyor. Her şeyden önce Tomsu, Türkiye’nin ilk kadın mimarı olarak nitelendirilse de, Güzel Sanatlar Akademisi’nden birlikte mezun oldukları bir diğer isim olan Münevver Belen’e selam göndermemek olmaz. Nitekim 1934 yılında mimarlık eğitimini tamamlayıp mezun olduğunda Erenköy Kız Lisesi’nin ortaokul yıllarından bu yana en yakın dostu ve sınıf arkadaşı Münevver Belen ile mimarlık alanından mezun olmuş ilk Türk kadın mimarlar olarak kayda geçtiler. Türkiye mimarlık tarihine, Belen ile birlikte mimarlık diploması alan ilk iki kadın olarak geçerler. Belen ile 1940’lara kadar hem mesleki beraberliklerini sürdürdüler, hem de birlikte projeler tasarlayıp yarışmalar katıldılar. ‘Karamürsel Halkevi’ (1936), ‘Gerede Halkevi’, ‘Kayseri Halkevi’ (1937) , Ankara Etlik’te bir ev (1937) gibi projeleri birlikte tasarladılar. Tomsu, mesleği pratik olarak sürdürmenin yanı sıra akademik olarak da devam etmesi ile arkadaşından ayrı bir çizgi sürdürür.

Yüksek Mühendis Mektebi’nde 40 yıl 

Leman Tomsu, 1941 yılına gelindiğinde Emin Onat’ın daveti üzerine  40 yıl sürecek akademik bir hayata adım atıyor ve Yüksek Mühendis Mektebi Mimari Şubesi’nin ilk kadın öğretim üyesi sıfatını alıyor. O dönemki adıyla ‘Yüksek Mühendis Mektebi’ olan İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 1. Bina Bilgisi Kürsüsü’nde Prof. Emin Onat’ın asistanlığına başlıyor. 1941 yılında açılan Kepirtepe ve Çifteler Köy Enstitüsü Ulusal Yarışması’nda Leman Tomsu ve Emin Onat’ın ortak yaptığı ve birinci seçilen projeleri uygulama alanı da buluyor. Leman Tomsu, yine aynı yıl içinde önceki adı ‘Türk Yüksek Mimarlar Birliği’ olan Mimarlar Odası’na kaydolurken, Ocak 1942’de Türk sivil mimarisini anlattığı geleneksel ‘Bursa Evleri’ çalışmasıyla doçentliğe kabul ediliyor. Dönemsel olarak ortaya çıkan uluslararası mimarlık yaklaşımlarını içeren modern mimarlığın yerine, eski Türk mimarisinin kopyası olmaması kaydıyla; sosyal hayatın ihtiyaçlarını karşılayan, modern tekniklerden de faydalanılan, yerli ve milli bir mimari tarzın yaratılması çabası içine giriyor. 

Bir tarafta yarışmalar, öte tarafta akademik incelemeler

Leman Tomsu, akademi yıllarıyla birlikte bir taraftan mimarlık alanını gençlere anlatırken, öte yandan çeşitli yarışmalar için de proje üretmeye, mimari projeler gerçekleştirmeye devam etmiş. Gerek ‘Bursa Evleri’, gerekse ‘Meskenler’ adlı mimarlık mesleğine ilişkin kitapları kapsamlı bir inceleme yapmış. 

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 1950’li yıllarda savaşın yıkımına uğrayan bazı kentlerin incelemelerini yapmak üzere İsviçre, Almanya, İsveç, Fransa ve İtalya’ya gitmiş. 1958 yılında da İngiltere’de 8 ay,  Almanya’da 6 ay kalarak bilimsel çalışma ve araştırmalar yapmış. Mesleki yaşamı boyunca farklı dönemlerde mesleki incelemelerde bulunmak üzere Fransa, ABD, Finlandiya, Danimarka, İsveç ve Norveç gibi birçok ülkeye gitmiş ve ABD’de California Üniversitesi’nde misafir profesör olarak çalışmış.

Tomsu’nun asistanı ve yakın dostu olan Birsen Doruk, ölümünün ardından Leman Tomsu’yu ‘Yeni Türkiye’nin sembolü, Atatürkçü’ olarak tanımlarken; Prof. Hande Suher, ‘Bina Bilgisi’ dersi aldığı Tomsu’yu düşüncelerinde özgür, inandığı fikirleri savunan bir akademisyen olmanın yanı sıra, “Fevkalade, güzel, zarif, medeni, hanımefendi, açık, dürüst, hassas, ölçülü, rabıtalı” şeklinde nitelendiriyor. 

1938-1954 yıllara arasında bazıları birincilik olmak üzere 14 ödül kazanan Leman Tomsu, sadece Türkiye’nin ilk kadın mimarı olarak değil, ‘erkek’ mesleği olarak bilinen mimarlık alanında ortaya koyduğu mimarlık yaklaşımları ve gösterdiği performansla da tarihtekini yerini almış bir şahsiyet. Bu yönü onu mimarlık alanında söz sahibi yaptığı gibi ona duyulan güveni ve saygıyı da artırmış.  Biz de Türkiye’nin hem cumhuriyet tarihinde,  hem mimarlık tarihinde, hem de yaşam tarzı, duruşu, düşünceleriyle rol model olmayı başarmış Leman Tomsu’yu saygıyla anıyoruz. 

Tomsu’nun Projeleri

Karamürsel Halk Evi 1936

Gerede Halk Evi 1937

Şehremini Halk Evi 1938

Kayseri Halk Evi 1938

Ankara Dikmen’de bir Ev 1938

Tozkoparan’da Gazino 1939

İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde Muhtelif Projeler ve Martin Wagner ile Çalışma 1935-40

Bağdat’ta Arap Kültür Enstitüsü 1940

Cerrahpaşa Hastanesi Poliklinik Binası 1941

Sütlüce’de Et Nakline Mahsus 20 Kamyonluk Garaj ve Garaj Müstahdemine ait Bina 1941

Ev Projeleri (Emin Onat ile birlikte) 1942

Antalya’da Sinema, Kulüp ve Mağaza Projeleri (Emin Onat ile birlikte) 1944

Uludağ Sanatoryumu (Emin Onat ile birlikte) 1946-49

Kendi Evi 1953

İskenderun Tüccar Kulübü,Ticaret Odası, Borsa Binası 1952-55

Ankara Çankaya’da Ahmet Karamancı Villası 1956

İskenderun Tüccar Kulübü, Ticaret Odası, Borsa Binası 3. Kat Tadil Projesi 1959

Tomsu’nun Katıldığı Yarışmalar ve Dereceleri 

Kadıköy Halkevi Yarışması (üçüncülük) 1938

Eskişehir Hamidiye ve Mahmudiye Köy Enstitüleri (birincilik) 1941

Trakya Kepirtepe Köy Enstitüsü (birincilik) 1942

Çanakkale Halkevi Proje Müsabakası (üçüncülük) 1943

Ankara Otomatik Telefon Santrali (mansiyon) 1944

Zonguldak Şehir Oteli Proje Müsabakası (birincilik) 1945

Erzurum Devlet Demiryolları Müdürlüğü İşletme Toplantı Binaları ve Memur Evleri Mahallesi (mansiyon) 1945

Eskişehir Gar Binası (mansiyon) 1946

İstanbul Adalet Sarayı (mansiyon) 1947

Ankara İller Kooperatifi Tek Katlı Muhtelif Ev Tipleri (birincilik) 1948

Ankara Fidanlıklar Umum Müdürlüğü, Apartmanlar Tipi Mahallenin Tanzimi (ikincilik) 1949

İzmit Belediye ve Otel Binası (mansiyon) 1949

Maltepe İşçi Sigortaları Kurumu Sanatoryum (mansiyon) 1951

İskenderun Tüccar Kulübü, Ticaret Odası, Borsa Binası (birincilik) 1954

 

Kaynak:

https://tr.wikipedia.org

www.arkitera.com

www.md1927.org.tr

www.mimarlikdergisi.com

https://archnet.org

Mimar Leman Cevat Tomsu: Türk Mimarlığında Bir Öncü, 1913-1988, Neslihan Türkün Dostoğlu, Özlem Erdoğdu Erkarslan, Nisan 2013, Mimarlar Odası Yayınları, Ankara

test