MAXICOAT'la maksimum fayda, maksimum hız

İçten Sayın | 7.03.2019

Alçı ürünleriyle inşaat sektöründe büyük bir atılım gerçekleştirdi. Kuru duvar sistemlerini önce iç mekandan dış cepheye, ardından çatıya taşıdı, sonra da zeminde de varlığını ispatladı. Dalsan’ın insanı ve çevreyi koruyan yenilikleri sürüyor.

 

85 yıldır ürettiği ürünler ile kullanıcıları, uygulamacıları buluşturan, müşteri ve tedarikçi memnuniyetine önem veren Dalsan, önce dış cephe için geliştirdiği BoardeXile sektörde çığır açtı, ardından bu ürünü geliştirerek çatıya taşıdı, sonrasında da iç cephe, dış cephenin yanı sıra zeminde kullanılacak dolgu malzemesi ile benzersiz çözümler sundu. Sektörünü daima ilklerle buluşturan Dalsan, 2015 yılında geliştirdiği ve pazara sunduğu kendiliğinden yayılan zemin harcı ile alçı sektörünü bir ilkle daha buluştururken, ürünün pazarda önemli bir ihtiyacı gidermesi noktasında da hem kendi kategorisinde hem de alternatiflerine yönelik sunduğu avantajlarla rakip tanımıyor.

 

Sektörü daima ilkler ile buluşturan Dalsan, alçı alanında dış cephede BoardeXile yakaladığı başarıyı, ilk kez zemine taşıyarak hem müteahhitler, hem uygulamacılar hem de yapı sektörü için önemli bir başarıya imza atıyor.

 

Dalsan’ın 2 yıl önce Ar-Ge ekibi tarafından zeminler için 3-10 mm kalınlıklar için geliştirdiği ve 2014 yılında yapılan bayi toplantısında görücüye çıkardığı zemin şapı FLOORTEK’ten sonra, pazarda oluşan ihtiyaçlardan yola çıkarak üretilen komple bir zemin harcı çözümü adına kendiliğinden yayılan hazır karışım zemin harcıdır MAXICOAT. Yüzeye 5-6 santimetre uygulanan çimento esaslı şaplar yerine, zemin üzerinde çatlama yapmadan en az 2 cm kalınlıkta uygulanabilen MAXICOAT, çimento esaslı şaplı uygulamalara göre çok daha hızlı ve kolay uygulanıyor. Uygulandıktan 2 saat sonra üzerine basma imkanı veren ürün, uygulamadan sonra şantiye ortamında yapılacak bir takım işler varsa ortamı hafif yaya yüküne de açma fırsatı veriyor.

 

‘Alçıyı yarıştırmanın peşindeyiz’

 

Dalsan Genel Müdür Yardımcısı Timuçin Daloğlu, Dalsan’ın alçıyı zemine taşıyarak yine kendi alanında çığır açacak MAXICOAT’a ilişkin hikayeyi şöyle özetliyor: “Biz alçıyı iç cephelerde yarıştırmanın peşindeyiz. Alçı, iç cephelerde direkt olarak son derece güvenilir, yangına karşı dirençli, hatta koruyucu, ekonomik ve hızlı çözüm üreten son derece mükemmel bir malzeme. Alçının bu avantajlarından yola çıkarak, yeni jenerasyon kendiliğinden yayılan şap malzemesi FLOORTEK’i geliştirdik. Bu ürün genellikle inşaatlarda 3-4 milimetre uygulanabilen son derece ince, yüksek nitelikli kendinden yayılan bir şap. FLOORTEK’i uyguladıktan sonra bu ürün farklı bir ihtiyacı doğurdu. Bu ürünün altındaki ana katman olan ve bugün milyonlarca metrekare inşaatlarda direkt kum çimento karışımı beton olarak uygulanan kalın şapın yerine alternatif olarak geçebilecek MAXICOAT’ın ar-ge çalışmalarını yaptık.”

 

‘MAXICOAT, kumla dahi rekabet edebilecek seviyede’

 

Kendiliğinden yayılan şaplar pazarında fiyat dengesinin yakalanması noktasında ciddi bir fizibilite yaptıklarını belirten Daloğlu, yüksek fiyat grubundaki kendiliğinden yayılan FLOORTEK’in yerine, piyasada düşük fiyatlardaki ürünlerle rekabet edebilecek MAXICOAT’ı pazara sunduklarına dikkat çekiyor: “Buradaki en önemli konu, fiyat dengesinin yakalanması. Biz MAXICOAT ile bu dengeyi yakaladık. Tabiri caizse piyasadaki kumla dahi rekabet edebilecek seviyedeyiz. Alçı fabrikası olarak elimizde hem FLOORTEK’ten gelen bir ar-ge birikimi oldu, hem de çok yüksek volümlü çalışma yapabildiğimiz için böylesine tonajlı işlere ekonomik olarak yönelebiliyoruz. Bu bilgi birikimi ve avantajları bir araya getirerek son derece nitelikli ve ekonomik olan MAXICOAT’u yarattık.”

 

MAXICOATbenzeri ürünlerin 25-30 yıldır ABD ve Avrupa’da iç cephelerde sorunsuz olarak kullanılan anhidrit (susuz) bazlı kalın dolgulardan farklı bir teknikle geliştirildiğini vurgulayan Daloğlu, bunun ürünü Türkiye pazarında rekabet edebilir bir seviyeye getirdiğinin altını çiziyor: “Susuz alçı elde etmek için yüksek ısılarda pişirmek gerekir. Bu da maliyeti artıracağından Türkiye’de alternatif şap ürünlerle rekabet etmeyi imkansız hale getirir.

Anhidrit ürünler uygulandıkları zeminlerde 24-48 saatlik donma süresine ihtiyaç duyarken, bizim yeni jenerasyon kalın dolgu malzemesi ürünümüz MAXICOATile 2 saat içinde yaya trafiğine açılabiliyor. Tabi trafiğe açmamız demek, nihai mukavemetine 2 saat içinde erişebildiği anlamına gelmez. Nihai mukavemetine içindeki su tamamen buharlaşıp, kurumasından sonra erişebiliyor.”

 

MAXICOAT zeminde çatlama yapmıyor

 

Son derece sert ve mukavemetli bir yapı malzemesi. Binanın oturmasından veya binanın hareketinden kaynaklanan çatlamalar ile üründen kaynaklanabilecek çatlamaların farklı olduğunun üzerinde duran Timuçin Daloğlu, çimento bazlı veya anhidritle yapılan şapın sertleşmesinin çok uzun bir zaman aldığını, bu durumda zeminin suyu çekmeye devam ederek çatlamalar yarattığını ifade ediyor ve MAXICOAT’un en önemli avantajlarından birinin çatlamazlık olduğunun altını çiziyor: “MAXICOAT, çok kısa bir sürede mukavemetini alıyor ve uzun süreli donmayı engellediği için malzemede ayrışma yapmıyor. Biz malzemeyi çok hızlı bir şekilde sertleştirip hızlı bir şekilde mukavemetini aldırdığımız zaman, malzeme daha alt kısma suyunu vermeden üst kısım yeteri miktarda sertliğe ulaşıyor. Böylece ürünün üst kısmıyla alt kısmı arasındaki mukavemet arasında bir fark oluşmuyor. Hızlı bir şekilde trafiğe açılıyor, çok hızlı bir şekilde malzemeyi sertleştirdiği için zeminde su kaybından dolayı hacim eksilmesi diğer ürünlere göre az oluyor. Bu da ürüne çatlamazlık özelliği getiriyor. MAXICOAT’un çatlamazlık özelliğinin bir başka avantajı da, haşerelerin yuva yapacağı alanları engellemesi. Bu yaşam alanlarına ekstra konfor sağlıyor.”

 

Bina yükü MAXICOAT ile hafifliyor

 

MAXICOAT, binanın yükünü hafifletmesi açısından da avantajlar sunuyor. Bir zemin MAXICOATile doldurulduğunda çimentoya göre yüzde 20 daha hafif bir yapı elde ediliyor. Bu da binlerce metrekarelik bir binada, binlerce tonluk yükü ifade ediyor. Daloğlu, MAXICOATve benzeri ürünlerin yaygınlaşmasıyla gelecekte binaların statik hesaplarında kullanılan zemin şapının da dikkate alınacağını söylüyor: “Halk arasında çelik bina depreme daha dayanıklıdır inancı var. Çünkü deprem, çelik binaya ağırlığıyla doğru orantıda vurur. Yani çelik bina daha hafif ve daha esnek olduğu için çelik binaya yapacağı darbe daha az olacak. Bina ne kadar ağır olursa, darbe yükü daha fazla olacaktır. Buradaki temel nokta, mukavemeti bozmadan binalarda hafif malzemeler kullanmaktan geçiyor. Dalsan olarak iç cephe, dış cephe, çatı veya zemin için ürettiğimiz bütün ürün gamımız; binaya daha az yük getiren ve oluşabilecek bir deprem anında binanın yükünü azaltmaya yönelik çözümler sunuyor.”

 

Zeminde iki kademeli MAXICOAT malzemesi

 

Binalardaki ısıtma-soğutma boruları, elektrik tesisatı, havalandırma çözümleri gibi 7-8 cm’lik zeminden geçen tesisatlar için de çözümler geliştirdiklerini belirten Daloğlu, “Bu alanı komple MAXICOATile doldurmak yerine, ‘celluler’ diye tarif edilen daha gevşek bir MAXICOATmalzemesi uygulayarak daha da hafif bir bina oluşturmak için çalışmalar yürüttük. Altta yoğunluğu azaltılmış MAXICOATzemini, bunun üstüne de yaklaşık 2 cm uygulanan daha sert birMAXICOATürünü sunuyoruz. Bu ürün herhangi bir nitelik kaybı olmadan her türlü yer döşemesinin altında kullanılarak insanların günlük konforuna uygun bir malzeme özelliği sunuyor” diye ifade ediyor.

 

MAXICOAT’ta makineleşme

 

MAXICOATile geniş bir dolgu alanını kullanarak büyük bir hacim doldurma işine gidiyoruz. MAXICOAT olmadığında, çimento bazlı şap harç pompalarla dolduruluyor. Biz MAXICOATile birlikte makineleşmeye doğru gitmek için çalışmalar yapıyoruz” diyen Daloğlu, yoğun bir emek yükünün makineleşmeyle birlikte daha çok azaltılacağını ve mastarla yapılan işlemlerde ortaya çıkan insan hatalarının minimize edilerek daha düzgün yüzeyler elde edilmesini sağlayacaklarını söylüyor. MAXICOAT’un katlara pompalamanın makinelerle daha kolay yapılabildiğini kaydediyor: “Binaların her bir köşesinde hareket kabiliyeti bulamayan beton pompalaması işleminden daha kolay çözümler sunuyoruz. Birincisi katlarda MAXICOAT’un atılmasına yarayan sıva makineleri veya inşaatlarda büyük bir problemi çözen silo (SMP) çözümleri. Sıva makinelerinde fabrikasyon malın, inşaatlarda katlara taşınarak lokal olarak dökülerek, insan ellemesini azaltan bir durum yaratıyoruz. Ama yine de standart bir makine sıva alçısı gibi; makine başında torbaları kesip makineleri besleyen, hortumu tutan ve tapalama işlemini yapan bir ekip olması lazım. Bunu da çözecek SMP çözümlerimiz var. SMP ile birlikte alınan bir mal, kapalı bir silo içine alınıyor. Torba yırtılması, yere kumun saçılması, çevre düzeninin bozulması, yağmur, kar gibi dış faktörlere maruz kalması gibi sıkıntıları ortadan kaldırıyor. Yani ürün fabrikadan getirilip direkt olarak silonun içine giriyor. İnşaatlardaki çevre düzenine katkı sağlıyor. Katlara yapılan pompalama, SMP pompalarıyla su ile karıştırılıyor, daha çok hafifletilip, istenirse 40-50 metre yükseklikteki katlara kadar pompalama imkanı sunuyor. Normal şap pompaları 12-13 metre yüksekliğe kadar şapı atıyor, sonraki yükseklikler için şapı transfer etmeleri çok zor. Onlar torbalanmış pahalı ürünlere geçmek durumunda kalıyorlar. Bizim için bu bir sınır değil. Çünkü MAXICOATiçin ara transfer istasyonları kurarak, SMP ve sıva makineleriyle bunu her defasında 40-50 metre daha yükseltebiliyoruz. Duomix ile dakikada 55-60 litre veya SMP pompalarıyla dakikada 90-100 litre civarında ürünleri katlara göndermek mümkün.”

 

MAXICOAT zeminde yarışıyor

 

Dalsan’ın MAXICOATürünü ile Türkiye’nin her bölgesinde bulunan inşaatlara yerinde ve istenilen nitelikte çözümler sunabildiğini ifade eden Timuçin Daloğlu, bunu ekonomik ve rekabetçi bir fiyatla çözdüklerini söylüyor ve “Bunu yapmak, böylesine muhteşem bir alçı malzemesi dışında başka bir malzemeyle çözülebilmiş değil. Biz alçıyı, MAXICOATile zeminde yarıştırmak istiyoruz. Bu ürünle bir kat daha fazla yangın dayanımı sağlıyoruz. Beton da, alçı da yanmaz malzemeler. Ancak olası bir yangın sırasında MAXICOAT içindeki kristalleşmiş suyu havaya verip, yangının diğer alanlara geçmesini geciktirerek süre kazandırıyor” şeklinde değerlendiriyor.

 

Hem ekonomik, hem çevreci, hem güvenilir

 

MAXICOAT’un binanın yükünü hafiflettiği gibi, üretim, lojistik, uygulama zinciri içinde karbondioksit emisyonunu azalttığının da altını çizen Daloğlu, bunun çevreci bir yaklaşımla hareket eden Dalsan’ın temel felsefesine uygun olduğuna vurgu yapıyor ve “Ekonomik bir malzeme olmasının yanı sıra MAXICOAT ile hem yangın, hem deprem, hem çevre konusunda avantajlar sağlıyoruz. İş yükünü azaltıyoruz. Yatay ve düşey taşımayı ortadan kaldırıyoruz. İnsanların maharetine bağlı kalmadan standart bir yapı malzemesi ve standart bir uygulama imkanı sunabiliyoruz. Dalsan olarak bütün bu çözümleri sunan bir anlayışla hareket ederek, müşterilere son derece güvenilir bir yapı malzemesi ile güvenilir bir ortam sağlıyoruz” diyor.

 

Alçı esaslı zemin harcı

 

MAXICOAT’un piyasalardaki şaplar sınıfından farklı olarak, alçı esaslı kendinden yayılan bir zemin harcı olarak pazara sunulduğunu belirten Dalsan Pazarlama ve İletişim Yöneticisi Kürşat Terzioğlu ise, “Kendi ürünümüzü piyasadaki kuru şaplarla aynı sınıfa koymak istemediğimiz için MAXICOAT’u zemin harcı olarak isimlendirdik” diyor.

 

Şantiyelerde zeminde kullanılacak yerden ısıtmalar, elektrik ve su tesisatlarının üzerinin kapatılması için ortalama 5-7 santimetre aralığında kullanılan şapların yerine geliştirilen MAXICOAT’un kuru şap ve yaş betonun yarattığı çatlama, aşınma, kopma, yüzey pürüzleri gibi sıkıntıları giderebilecek çözümler sunduğunu belirtiyor.

 

Yaş şapın büyük beton pompalarıyla dairelere atımının çok kolay olmadığını, makinenin yüksek katlar için nitelikli çözümler sunamadığını belirten Terzioğlu, bu noktada piyasadaki ihtiyaçlardan yola çıkarak geliştirilen MAXICOAT’un sunduğu çözümlerle müteahhitleri memnun edecek bir ürün olarak tarif ediyor: “Piyasada yaptığımız tespitlerde zeminle ilgili getirilebilecek çözümlere çok fazla ilgi gösterildiğini gördük. Bu tarz kalsiyum sülfat içerikli ürünler Avrupa'da Amerika'da zaten yıllardır kullanılıyor. Çok ciddi boyutlarda kullanılıyor. Türkiye’de ilk kez biz 2015 yılında böyle bir ürünün geliştirilmesi için girişimde bulunduk.”

 

 

MAXICOAT, piyasada karşılık buldu

 

MAXICOAT’u ilk olarak 400-500 metrekarelik küçük projelerde kullandıklarını ve tecrübe ettiklerini ifade eden Terzioğlu, makineler ve teçhizatların geliştirilmesiyle birlikte yüksek katlı yapılar için de çözümler geliştirmeye başladıklarını söylüyor. Ürünün piyasada sahiplenilmeye başlandığını gözlemlediklerini aktaran Terzioğlu, “Türkiye'de bu ürünü üreten yok. Uygulayan bir ekip de yok. Biz, ürettiğimiz gibi, ekipleri de oluşturmaya başladık. Bunun için halen eğitimler verip makineyi kullanmayı öğretiyoruz” diyor. Terzioğlu, uygulama ekibinin olmamasının işin gelişimini yavaşlatan bir faktör olsa da, ürünün uygulamasının kolay olmasının ustalarca kolay öğrenilmesini sağladığını ve ürünün hem ustalarca, hem proje müdürlerince, hem de mimarlarca sahiplenildiğini anlatıyor: “Ustalar olsun, proje müdürleri olsun, mimarlar olsun, üründen çok memnun kaldılar. Olumlu referanslarımız var. İstanbul'da 30-33 katlı iş merkezinde zeminde 5 santimetre, Ankara'da ise 20 katlı konut projesinde yerden ısıtma üzerine 4 santimetre MAXICOATuygulayacağımız işler aldık.”

 

‘Şantiyedeki iş akışını hızlandırıyor’

 

MAXICOAT’a yönelik en çok suya karşı olan dayanıklılığı konusunda sorular geldiğini kaydeden Terzioğlu, ürünün ıslak zeminlerde üzerine yalıtım malzemesi kullanılması halinde herhangi bir sıkıntı yaratmayacağını belirtse de, MAXICOAT’un özellikle iç mekanda, su görmeyen zeminlerde kullanılan bir ürün olduğunun altını çiziyor. MAXICOAT’un mukavemetinin ve yüzeyde çatlak yapmamasının çok büyük artı olduğunu ifade ediyor: “Uygulandıktan 2 saat sonra üzerine basılıyor olması inşaatta işi ve iş akışını hızlandırıyor. İnşaatlarda tesisatçı, seramikçi, kapıcı gibi tüm ekipler birbirini bekleyerek ve organize ederek iş yapıyor. Bizim ürünümüz bu akışı rahatlatıyor ve hızlandırıyor. Yeni bir dairede aşağı yukarı 1 saatte işimiz bitiyor, 2 saatte ürün donuyor. Yani 3 saat sonra MAXICOATuygulanan dairede şapla alakalı hiçbir işlem kalmıyor. Üzerine çıkılıp tavanla veya duvarla alakalı her işlem rahatlıkla yapılabiliyor. Tabi burada altı çizilmesi gereken nokta, 2 saat sonra üzerine basılıyor olması, 2 saat sonra üzerine bir şey kaplanıyor manasına gelmez. Belli bir nem var içinde. O nemi atabilmesi için ortamın nemine bağlı olarak belli bir süre geçmesi gerekiyor. Yaptığımız laboratuvar testlerinde 20-23 derecede yüzde 65 bağıl nemde yaklaşık 8-10 günde nemi attığını gördük. Yazın Ankara gibi kuru bir yerde 7-8 günde nem atılırken, daha nemli olan İstanbul’da mart ayında bu nemin bir ay içinde atıldığını test ettik. Burada ortam sıcaklığı belirleyici. Onun dışında ürünün herhangi bir handikapı yok. Kullananlar da gayet memnunlar.”

 

MAXICOAT’un özellikle yerden ısıtmalı projelerde büyük bir eksikliği giderdiğini

belirten Kürşat Terzioğlu, “Kendinden yayılan bir ürün olduğu için, yerden ısıtmalı boruları tamamen sararak hiçbir hava boşluğu bırakmıyor. Böylece ısı performansını artırarak ısı kaybını önlüyor” diyor.

 

Silolu sistemle daha da yükseğe

 

İstanbul’da yapılan 35 katlı iş merkezi olan Ataköy Towers’ta yapılan MAXICOATuygulamasının kendilerine ciddi bir deneyim kazandırdığını ifade eden Terzioğlu, yüksek katlardaki sorunu 22-27 tonluk silolu sistemle çözdüklerini anlatıyor: “Şantiyenin önüne kurduğumuz silolardan makinelerle tek seferde 100 metrelik hortumlarla 18-20 kat yüksekliğe kadar rahatlıkla uygulama yapabildiğimizi gördük. Bu hem işçilikten, hem torba kesme ve torbayı taşıma maliyetinin yanı sıra şantiyedeki trafiği azaltması yönüyle de ciddi derecede avantajlar sağladı. MAXICOAT’ta torbalı satışlarımız ve sevkiyatımız sürse de 2016'nın ikinci yarısından itibaren silolu sistemle çalışma kararı aldık. Sofo Loca projesinin ikinci etabında 10’uncu kattan sonra silo kurduk. Bu bize hız sağladı. Çünkü diğer makineler dakikada 65 litre atarken, bu silolar daha yüksek katlara dakikada 100-110 litre pompalayabiliyor. Türkiye’de ilk kez bizim tarafımızdan kullanılan bu sistem, kapalı olduğu için hiç fire vermeden çalışıyor.”

 

Silo sisteminin hem uygulamacılar hem de şantiyeler için avantajlar getirdiğini belirten Kürşat Terzioğlu, İmga Grubu’nun İstanbul Bağdat Caddesi’nde yaptığı 12 katlı projenin şantiye alanında kurulan silo sistemi ile bir hafta içinde yerden ısıtmalı zemin üzerine 4-5 santimetre MAXICOATuygulaması gerçekleştirdiklerini anlatıyor.

 

Yerden ısıtmalı projelerde MAXICOAT tercihi

 

Ankara'da Baş Yapı İnşaat’ın yaptığı Sofa Loca projesinde yerden ısıtma zeminin üzerine MAXICOAT’u çok minimal hatalarla 3-4 santim uyguladıklarını ve proje müdürünün ürünü görür görmez çok beğendiğini anlatan Terzioğlu, önümüzdeki dönemde ürünün pazarda daha hızlı bir şekilde yer edineceğini, özellikle yüksek katlı binalarda ve yerden ısıtmalı projelerde daha da fazla kullanım alanı bulacağını öngörüyor.

 

3 cm’lik MAXICOAT ile C16 mukavemeti

 

MAXICOAT’un kuru ve yaş şaplara göre ağırlığının aynı kalınlıklarda daha düşük olması, bunun da binaya getirdiği yük, binanın içine giren çıkan araç ve insan sayısı açısından da avantaj getirdiğini anlatıyor: “Türkiye’de kullanılan ortalama şap kalınlığı metrajları tesisatlardan dolayı 7-9 cm’nin aşağısına inemiyor. Bizim ürünümüz 2,5 cm kalınlığında C16 sınıfına rahatlıkla ulaşıyor. Ki bu çok büyük bir artı. Yani yerden ısıtmalı eps üzerine 3-4 cm uyguladığımızda C16 mukavemetini rahatlıkla yakalayabiliyoruz. Ar-Ge departmanımız bundan yola çıkarak, ‘celluler’ dediğimiz yeni bir yapı geliştirdi. Bu da 7 cm zemin harcı dökeceğimiz bir zeminin altına önce 4 cm’lik yoğunluğu hafifletilmiş celluler atıyoruz, ardından 3 cm’lik MAXICOAT’ı uyguluyoruz. Bu da ağırlığı yarıya yarıya düşürüyor ve binaya getirilen yükü ciddi oranda azaltıyor.”

 

 

‘Ürünün arkasında Dalsan olması güven veriyor’

 

MAXICOAT’ın tanıtımının teknik pazarlama ekibi tarafından yapıldığını belirten Terzioğlu, yeni bir ürün olmasına karşın, önemli bir ihtiyacı karşılaması nedeniyle pazardan büyük bir ilgi gördüğünün altını çiziyor. Yeni bir ürün olmasının, uygulama noktasında da bir takım eksiklikleri beraberinde getirdiğini belirten Terzioğlu, “Ürün yeni, uygulamacı yeni. Dolayısıyla insanlara ürünü anlatmak çok kolay bir şey değil. Müteahhit ve proje müdürlerinde beklenti ilk etapta çok yüksek oluyor. Yeni bir ürünü kullanmak onlar için de çok önemli bir deneyim. Ama arkasında Dalsan’ın olduğunu bilmeleri onlara güven veriyor. Piyasanın da ihtiyacı olduğu için, insanlar hemen kullanmak ve denemek istiyor. Teslim ettiğimiz işlerde problem, neredeyse sıfıra yakın diyebilirim.Bitmiş ürünlere baktığınızda her tarafı aynı standartta ve aynı kalitede, sıfır hatayla teslim olması çok önemli. MAXICOAT’un uygulamada belli bir standart getirmesi projeler için en önemli beklentilerden birini oluşturuyor.

test