Doğuş Üniversitesi'nde hedef duyarlı ve nitelikli meslek insanı

Nihat Çelik | 11.09.2019

Doğuş Üniversitesi’nde Sanat ve Tasarım Fakültesi içinde yer alan Mimarlık Bölümü, 2008 yılında eğitime başlamış. 450 kadar lisans ve 20 kadar yüksek lisans öğrencisi olan bölümde, 14 daimi kadrolu öğretim elemanı bulunuyor. Ve bir o kadar da diğer kurumlardan mimarlık pratiğinde önemli projelere imza atmış hocayı eğitim sürecine dahil etmiş.  Daimi eğitim kadrosu içinde her biri iyi eğitim altyapısına ve uzmanlık alanlarında mesleki tecrübeye sahip ve çoğunluğu genç ve dinamik akademisyenlerden oluşan 3 profesör, 1 doçent, 7 doktor öğretim üyesi ve 3 araştırma görevlisi bulunuyor.  

Bölüm gerçekleştirilen projeleri ve bilimsel etkinlikleri ile de fakültenin lokomotifi olma özelliğinde. Keza üniversitenin de en yüksek puanla girilen 4 yıllık bölümlerinden biri.  

Mimarlık mesleğinin disiplinler arası bir pratik olduğu göz önünde bulundurularak hazırlanmış olan eğitim programının omurgasını mimari proje dersleri oluşturuyor. Bölüm öğrencilerine Temel Tasarım’dan Mimarlık Tarihi’ne, Betonarme’den Yapı Bilgisi’ne, Bilgisayar Uygulamaları’ndan Kentsel Tasarım’a kadar uzanan geniş yelpazedeki teorik ve uygulamalı derslerle desteklenen kapsamlı bir eğitim programı sunuluyor. Ayrıca fakültede bilgisayar laboratuvarı, 3D yazıcı, maket atölyesi gibi teknik destek yapıları da bulunuyor.  

Sanat ve Tasarım Fakültesi, başarılı öğrencilerine İç Mimarlık ve Endüstriyel Tasarım Bölümleri ile Çift Ana Dal ve Yan Dal eğitimi yapabilme olanakları sunuyor. Ayrıca öğrenciler, üniversitenin Erasmus anlaşması yaptığı Avrupa Birliği ülkelerindeki üniversitelerin mimarlık bölümlerinde öğrenci değişimi programına dahil olabiliyor. 

Bu kısa tanıtımın ardından Doğuş Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nihal Şenlier ile yaptığımız söyleşiye geçelim. Prof. Dr. Şenlier ile Doğuş Üniversitesi’nin Mimarlık Bölümü'ne yönelik eğitim yaklaşımlarını konuşuyoruz. 

Öncelikle Doğuş Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nün Türkiye'nin mimarlık alanında üstlendiği rolü nasıl tanımlarsınız? 

Her şeyden önce üniversitemiz konum olarak İstanbul’un en önemli sosyal ve kültürel merkezlerinden Kadıköy’ün yanı başında ve metro çıkışının hemen yanında yer alması özelliği ile; gerek ulaşım gerekse tüm kentsel olanaklara kolayca erişim açısından öğrencilerimize önemli bir ayrıcalık sunmaktadır. Bir mimarlık öğrencisinin mesleki eğitimi kadar, kişisel gelişimi de önemlidir ve bu anlamda bölümümüzün metropol bir alandaki seçkin konumu çok değerlidir.

Karar alma süreçleri katılımcı, demokratik ve şeffaf olan bölümümüz, akademik kadrosunda bulunan, eğitim ve mesleki tecrübe altyapısı güçlü ve nitelikli öğretim elemanlarına sahip. Bu yapısı da, gerçekleştirilen sosyal ve bilimsel etkinlikler, çalıştaylar vb.  ile öğrencilerimizin mesleki gelişimlerine artı değer katmakta, keza motivasyonlarını da arttırmaktadır.

Lisans veya yüksek lisans mezuniyeti sonrası öğrencilerimizin devam ettikleri yurt içi ve yurt dışı akademik çalışmalarda, özel veya kamu sektöründeki görevlerinde gösterdikleri yüksek performans ve başarılar, övünç ve mutluluk kaynağımız. 

Diğer tasarım disiplinlerinden farkı olarak mimarlık eğitimindeki temel kaygıları nasıl ortaya koyarsınız?

Çeşitli üniversitelerin mimarlık bölümleri mimarlık mesleğinin geleceği, güncel sorunları ve mimarlık eğitimindeki temel kaygılarını paylaşmak, irdelemek ve çözüm önerileri getirmek üzere bir araya gelerek Mimarlık Okulları Bölüm Başkanları İletişim Grubu’nu (MOBBİG)  kurmuşlardır. Bu platformun belli periyotlarda  gerçekleştirdiği toplantılarda meslekle ilgili kaygılar, sorunlar tartışıla gelmekte ve çeşitli boyutları ile ele alınmaktadır.

Mimarlık bilimi; içinde tasarım, teknoloji, sanat, planlama, toplum bilimleri, tarih, ekonomi, ekoloji, mühendislik gibi disiplinleri barındırmakta ve gün geçtikçe de disiplin yelpazesi genişlemektedir. Bu anlamda, Doğuş Üniversitesi Mimarlık Bölümü olarak, eğitim konularının interdisipliner kapsayıcı bir yaklaşımla ve bütüncül olarak ele alınmasının sağlanması; eğitim kadrosunun ve eğitim içeriğinin de bu yelpazeyi kapsaması, kadro-ekipman-mekan olanaklarının bu bağlamda değerlendirilmesi / geliştirilmesinin zorunluluğu gibi konuların temel kaygılarımız olduğunu söyleyebiliriz. 

Buna ek olarak; 

  • Sürekli açılan üniversiteler ve mimarlık bölümlerinin hangi kural veya kritere dayandığının bilinememesi,
  • Meslek etiği ve bunun eğitimle nasıl içselleştirileceği,
  • Akademik kadronun çalışma koşullarının tatmin düzeyinin tartışma götürür olması,
  • Mimarlık eğitiminde farklı yaklaşımların kabul edilebilir olmasına karşın eğitimde asgari müşterekler üzerinde hemfikir olunmasının sağlanması gerekliliği,
  • Yüksek Öğretim Kurumu’nun eğitimde standardizasyon arayışı ve bazı keskin kurallar olması,
  • Sanayi-akademi etkileşiminin istenen seviyelerde olmaması gibi konuları öncelikli kaygılarımız olarak vurgulayabiliriz.

Üniversitenizde mimarlık eğitiminin olmazsa olmazını nasıl tarif edersiniz? 

Eğitimdeki temel hedefleriniz ne? 

Bölümümüzde eğitimimizin temel hedefini geleceğin nitelikli mimarlarını yetiştirmek olarak tanımlamaktayız. Bu anlamda sadece teorik bilgilerle yetinmeyip öğrencilerimizin meslek pratiğini içselleştirebilecekleri sektörel işbirliklerine çok önem veriyoruz. Mimarlık ve ilgili olduğu alanlardaki kurumlarla çeşitli çalıştaylar, paneller veya konferanslar düzenliyor, öğrencilerimizin çeşitli sektör temsilcileri ile bir araya gelmelerini sağlıyoruz.

Bu anlamda eğitim sürecinde tamamlamaları gereken büro ve şantiye stajları için firma seçimlerine yardımcı oluyor ve onlara mesleki gelişimlerine artı değer katacak kurumlara yönlenmeleri için destek veriyoruz.

Bölüm olarak temel hedefimiz, mimari sorunları, teori, tasarım ve uygulama bütününde holistic yaklaşımla ele alabilen, ulusal ve uluslararası düzeyde nitelikli meslek insanlarını yetiştirerek toplum yararını gözeten ve mimarlığın disiplinler arası çalışmalarında öncü, çağdaş, demokratik, yeniliklere açık bir bölüm olmaktır.

Bu konuda hangi hassasiyetler, hangi kıstaslar üzerinde oluşan bir eğitimden söz edilebilir?

Mimarlık Bölümü olarak tüm çabamız, günümüz kentsel ve toplumsal yapılarının içinde bulunduğu büyük değişim/dönüşüm sürecinde, çağdaş mimarlık ve yapısal çevre sorunlarını, mesleki eğitim donanımları ve tüm paydaşlarla işbirliği yaklaşımı içinde çözebilecek araştırmacı, vizyoner ve ilkeli meslek insanlarını yetiştirmek içindir.

Bu ilkeleri temel alan eğitim yaklaşımı, disiplinlerarası ve her ölçekte mimari problemi ele alan, mimarlık pratiğinde aktif rol alan mimarların da katkı sağladığı mimari tasarım stüdyolarında ortaya konmaktadır. Mimarlık eğitimimizin temelini oluşturan mimari tasarım stüdyoları, zorunlu/seçmeli teorik derslerle ve pratik deneyim kazandıran stajlarla desteklenmektedir.

Bu bağlamda, öncelikli kıstaslarımız/hassasiyetlerimiz; mezunlarımıza takım çalışmasına yatkın, iletişim becerileri gelişmiş, üretken, sorumluluk sahibi, araştırmacı, entelektüel, yenilikçi, sorunlara eleştirel bir gözle ve analitik bir yaklaşımla akılcı çözümler üretebilecek, toplumsal ve çevresel sorumluluğa sahip, etik değerleri gözeten, tasarımcı kimliği ile öne çıkan meslek insanı olma özelliklerini kazandırmaktır.

Neler var gündeminizde? 

Mimarlık ve ilgili olduğu tüm sektörlerdeki güncel gelişmeleri takip ederek bunları mümkün olduğunca eğitime ve bölüm stratejilerimize entegre edebilmeyi çok önemsiyoruz. Bu anlamda sektörel işbirliklerini geliştirmeyi hedeflemekteyiz.

Keza yakın gelecekte mekansal gereksinimleri ve elbette teknik destek ekipmanlarını da geliştirerek sağlamak temel önceliğimiz diyebiliriz. Bu anlamda gelecek dönem itibariyle bölümümüzün mekansal genişlemesi / iyileştirmesi yönünde üst yönetimce yapılan çalışmaların tamamlanmış olacağı umudundayız. 

Güncel mimarlık meselelerine yönelik nasıl bir yaklaşımınız var? Çevre, ekoloji, sürdürülebilirlik meselelerinin mimarlık eğitiminize olan yansıması konusunda neler söylenebilir? 

Ekoloji ve sürdürülebilirlik kavramları pek çok disiplinin olduğu kadar özellikle mimarlık söz konusu olduğunda daha da öncelikli bir alan... Çünkü mimarlık; insanı ve insan yaşamının geçtiği her mekanı – yani insanın barınma, yaşama, çalışma, eğlenme, dinlenme fonksiyonlarını içeren tüm yapıları- yapı komplekslerini ve yapılaşmış çevreleri her ölçeği ile ele alan bir disiplin. Bu bağlamda insan yaşamının sürdürülebilirliği, yaşam kalitesinin artırılması ve benzerleri mimarlığın tüm boyutlarıyla bir uğraşı alanını oluşturmaktadır. Dolayısı ile hem proje stüdyoları konularında ve hem teorik ders içeriklerinde çevre-ekoloji ve sürdürülebilirlik boyutu öncelikli kriter olmaktadır. Bu yaklaşımdan hareketle ders programımızda 'Ekoloji ve Mimarlık' isimli zorunlu bir dersimiz de bulunmaktadır.

Biraz da teori ve uygulama meselesine gelelim... Mimarlık eğitiminizde teori ile pratik nasıl formülize ediliyor? Teori ile pratiği destekleyecek ne tür enstrümanlar kullanılıyor? 

Öncelikle - özellikle proje derslerimiz için - eğitim kadromuza nitelikli akademisyenlerin yanı sıra part-time öğretim görevlisi olarak, sektördeki –özellikle mimari proje yarışmalarında ödüller kazanmış olan- başarılı proje mimarlarının dahil edilmesine önem vermekteyiz. 

Öğrencilerimizin şantiye ve büro stajlarını nitelikli firmalarda/bürolarda yapmalarına özen gösteriyoruz ve nitelikli firmalara yönlendirilmelerini sağlıyoruz. Mesleğin teorik ve pratik entegrasyonunu güçlendirmek adına eğitim dönemi içinde meslek profesyonellerini konuşmacı olarak fakültemize davet ediyoruz, onların bölümümüzde workshoplar, sergiler açmalarına imkan tanıyoruz. 

‘Yapı malzemesi’ mimarlık eğitiminde nerede duruyor? Mimarlık öğrencileri ile yapı malzemesi alanı birbiriyle yeterli iletişimi kurabiliyor mu? Daha verimli bir süreç için neler yapılabilir?

Malzeme, mimari tasarımlara performansıyla olduğu kadar doğasıyla, doğadaki gelişim süreci ve davranışıyla, strüktür özellikleri, akışkanlıkları, kendini organize etme yetenekleri vb. ile güçlü biçimde etki etmektedir. Son yıllarda yaşanan teknolojik ilerleme ile yeni malzemelerin çıkışı ve teknolojilerinin geliştirilmesi mimaride tasarım olanaklarına  / ifadelerine çok yönlü yeni katkıların katılımını sağlamaktadır.

Eğitim programımızda  'Malzeme' dersi olduğu gibi, malzeme olgusu hem Mimari Proje derslerimizin her ölçeğinin, Yapı Bilgisi ve Yapı Uygulaması gibi derslerimizin de temel konularındandır.    

Malzeme, bir mimari projenin hem içerik hem formunun biçimlenmesinde, dayanıklılığında, sürdürülebilirliğinde, yenilikçi olmasında temel bir faktördür. Ve dünyada yaşanan teknolojik gelişmelere/dönüşümlere paralel olarak ülkemizde de hızla gelişen bir alandır. Dolayısı ile bu konudaki güncel gelişmeleri ve yeni alternatifleri eğitim sürecine aktarmanın önemi yadsınamaz.

Bu anlamda daha verimli sonuçlar için sektörle sıkı ilişkiler ve işbirliğini geliştirmek daha da önem kazanmaktadır.

test