‘Kuru imalatın ıslak imalatın yerini alması kaçınılmaz’

Nihat Çelik | 11.03.2019

Işık Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, 2011 yılında kuruldu. Fakülte bünyesinde 2012-2013 döneminde öğrenci kabul etmeye başlayan Mimarlık, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı ve Endüstriyel Tasarım Bölümleri bulunuyor. Fakülte, evrensel düşünce ve değerlere sahip, insan ve topluma öncelik veren, yaratıcı ve yenilikçi ürünler ve mekanlar tasarlarken niteliği ve doğayı göz ardı etmeyen, tarihsel ve çevresel değerlere duyarlı, estetik değerlerle donanmış, çağdaş teknolojileri tasarım süreçlerine uygulayabilen, meslek sorumluluk ve etiğine sahip, uygar, çağdaş, sorgulayıcı, yaratıcı, dinamik ve girişimci meslek insanları yetiştirmeyi amaçlıyor. Böylesi eğitim ve öğretimi sürdürebilmek için gerekli yetkin bir akademik kadroya ve gerekli teknolojik alt yapıya sahip olduklarını ifade eden Işık Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yavuz Koşaner; fakültede, mimarlık ve tasarım eğitimi sürecinde teorik dersler, seçmeli dersler, atölye çalışmaları, eskizler, sergiler, seminerler, konferanslar ve teknik inceleme gezilerinin bir bütün olarak düşünüldüğünü söylüyor.  Mimarlık ve tasarım eğitiminin disiplinler arası yapısı gereği öğrencilerin Güzel Sanatlar Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Fen - Edebiyat Fakültesi'nden seçmeli dersler alma olanakları bulunduğunu belirterek, böylece uzmanlaşmalarının önünü açtıklarını kaydediyor.

Işık Üniversitesi ve bünyesinde Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nin mimarlık eğitimi alan öğencilerin yeryüzünün en eski ve çağımızın en seçkin mesleklerine sahip olabilmeleri için çaba gösterdiğini belirten Prof. Dr. Yavuz Koşaner ile görüştük.

Işık Üniversitesi Mimarlık Bölümü hakkında bilgi verir misiniz? 

Işık Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi yeni bir fakülte. Mimarlık Fakültesi önümüzdeki yıl 4. Sınıf öğrencilerini yeni alacak. İçmimarlık Bölümümüz var. Fakülte bünyesinde Endüstriyel Tasarım Bölümü var, Maslak’ta eğitim yapıyor. Peyzaj Programımız var, bu program da Maslak’ta Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde eğitim yapıyor. Önümüzdeki yıl Peyzaj programımız da bölüm statüsü kazanacak. Bölüm olarak öğrenci almaya başlayacak. Mimarlık Bölümü’nde 460 öğrencimiz var. İçmimarlıkta 90’a yakın öğrencimiz bulunuyor. Önümüzdeki yıl alınacak öğrencilerle birlikte Şile Kampüsü’nde 750 öğrenci civarında olacak. Kadromuza gelince; yerleşik kadromuzda 4 profesör,  3 doçent, 7 yardımcı doçent, 6 tane araştırma görevlisi (4 tanesi yarı zamanlı), bir de proje dersleri için mimari uğraşısı içinde olan meslektaşlarımızdan yardım alıyoruz. Şöyle bir anlayışımız var yüzde 20 akademik kökenli, yüzde 80 uygulama kökenli meslektaşlardan proje derslerinden yararlanıyoruz, pratiğe dönük bir eğitim yapalım diye. Dolayısıyla 16 tane de mesleğin içinden meslektaşımızdan faydalanıyoruz. Bunlar arasında Sevinç Hadi, Erdal Özyurt, Nejat Yavaşoğulları gibi isim yapmış çok sayıda meslektaşımız var. Mekanımız çok güzel, mimarlık için gerekli olan altyapı her şeyimiz var, bir eksiğimiz yok.  Şehirden uzak da olsa okumak için ideal bir kampüsümüz var. 

Işık Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nün Türkiye'nin mimarlık alanındaki yeri nedir? Bölümün mevcut mimarlık alanı içerisinde üstlendiği rolü nasıl tanımlarsınız? 

Burası çok yeni, yeni olduğu için bu senenin sonunda tahminen 15 öğrenci mezun vereceğiz. Çok yeniyiz. Dolayısıyla mezunlarımızın ne yapacağı, neler ortaya koyacağını kestirmek şimdiden çok güç. Ama şöyle bir misyonumuz var, onun için 4 sene önce buraya geldim. Mimarlık eğitiminde hem teoriyi hem pratiği birlikte yapan, birlikte götüren ve de sonuçta yapılabilir projeler tasarlayan mimarlar yetiştirmek bizim amacımız. Bizim böyle bir misyonumuz, vizyonumuz var. Bunun için bir kadrolaşma yaptık, yapmaktayız. Bunun paralelinde bir eğitim programımız var böyle götürüyoruz.

Türkiye’de mimarlık eğitimi hakkındaki genel durum nedir?

Türkiye’de 140 mimarlık okulu var. Hangi koşullarda eğitim yapıyor bunu değerlendirecek olan YÖK’tür. Belli standartların yerine getirilmesi gerekiyor. Bunlar karşılanmayınca gereğinin yapılması gerekiyor. Gereğinden fazla okul var, pek çoğunda ilkel düzeyde bir eğitim olduğu da muhakkak.  Başka ülkelerde ne var diye baktığımızda örneğin Fransa’da, ki nüfusu bizim ülkenin nüfusuna yakın, 18-20 okul var. İngiltere’de 40-45 okul var. Mesela Finlandiya’da 6 okul var. Bizde 140 tane okul var. Bir yerde bir terslik olduğu ortada… 

Diğer tasarım disiplinlerinden farkı olarak mimarlık eğitimindeki temel kaygıları nasıl ortaya koyarsınız?

Mimarlık çok farklı bir eğitim. Mimarlık farklı bir meslek, dolayısıyla eğitimi de farklı. Yani çok kabaca mimarlıkta biz bilimi, sanatı, teknolojiyi birlikte bu disiplinleri kaplayan bir eğitim vermek zorundayız. Çünkü mimarlık öyle bir iş. Sonuçta insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir şeyler tasarlıyorsunuz ve yapıyorsunuz. Bu işin eğitiminde de bu saydığım disiplinleri kapsayan dersler ve içerikler var. Çok farklı, çok yönlü insanlar yetiştirmek zorundayız. Onun için de mimarlık eğitimi farklılık gösteriyor, çeşitlilik gösteriyor. Pek çok disipline göre de farklı. Hani söylerler ya “mühendisler, mimarlar anlamıyorlar” diye. Gerçekten başkaları mimarlık eğitiminden anlamıyor. Çünkü farklı eğitim disiplinleri, dalları var. Çok farklı donanıma sahip insanlar, mimarlar. Dolayısıyla sıra dışı oluyorlar. Sanatçı bir ruh var ve o ruhu kazansınlar diye uğraşıyoruz. Yaratıcı olsun, sanat içeriği olsun, bilimle, sosyal bilimle ilgili olsun. İnsan ihtiyaçlarını ona göre organize edebilsin. Çok farklı disiplinler arasında organize olabilsin, öğrensin istiyoruz. O çok donanımlı insanlar da ister istemez birazcık farklı yaşıyorlar, farklı davranıyorlar. Dolayısıyla meslek farklı… Bu mesleği tercih edenlerin de bunun farkında olarak tercih etmeleri gerekiyor. 

Işık Üniversitesi Mimarlık eğitiminin olmazsa olmazı nedir? Sektörle ilişkiler, malzemelerle oluşturulan ilişki, proje geliştirme v.s bağlamında eğitimdeki temel hedef ne? 

Eğitimimizin amacı gerçekten yapılabilir, üretilebilir tasarımlar ortaya çıkarabilmek. Ütopik, uçuk kaçık, gerçekleşmesi realize edilmesi pek mümkün olmayanın peşinde koşmuyoruz, koşmak da istemiyoruz. Amacımız bu… Henüz mezun vermediğimiz için mezunlarımız bunun karşılığında neyi ne kadar başaracaklar elimizde bir veri yok. Onu da göreceğiz…  Fakat şu var bu sene mezun olacak öğrencilerimiz arasında pek çoğu eğitimini sürdürmek istiyor. Hepsi başvurdukları yüksek lisans programlarına kabul edildiler. İki öğrencimiz Politecnico Di Milano’ya kabul edildi, Polonya’ya gidecek olan var yani şimdilik elde ettikleri eğitim düzeyi bile bir yerlere kabul olmalarına vesile oldu. Bakalım arkası nasıl gelecek. Piyasada çalıştıklarında nasıl tepkiler ortaya çıkacak bunu da o zaman göreceğiz. Onu görmek için de bir beş sene geçmesi gerekiyor…

Işık'ta mimarlar hangi kriterlere göre yetişiyor? Bu konuda hangi hassasiyetler, hangi kıstaslar üzerinde oluşan bir eğitimden söz edilebilir?

Kuşkusuz ki ülke koşulları ve sadece bunlarla şartlanmış bir eğitim değildir. Tamamen yurt içi ve yurt dışına dönük uluslararası bir eğitim düzeyi var. İster istemez bu etkileşim oluyor. Kapanmak mümkün değil onun için her yerde her ortamda iş yapabilecek yeterlilikte standartlara sahip insanlar yetişiyorlar. Hiçbir şey içe dönük değil şu anda. Onun için bunlar her ortamda ümit ediyoruz ki iş yapabilecek çapta, kapasitede insanlar olacaklar. Farklı ortamlarda çalıştık biliyoruz, dönüp baktığımızda buradaki insanların da onların da aşağı kalmadıklarını görebiliyoruz. Pekala her ortamda çalışabilecek insanlar olarak içlerinde çok iyileri var, bize o kadar ümit veren o kadar yetenekli gençler var ki, inşallah çok iyi olacaklar. 

Işık Üniversitesi Mimarlık Bölümünün yakın dönem gündeminde neler var? 

Elbette yeni olmanın getirdiği bazı sıkıntılar var. İçe dönük çalışmak zorunda kalıyoruz. Bunun mekansal, altyapısal, kadrosal boyutları var. Bunları toparlamak kolay iş değil tabii. Bundan sonraki hamlede gerçekten şimdi dışa dönük sanayi ile daha çok işbirliği yapan ve de hem yerel yönetimlerle hem de ülke bazında belki daha sonra da dışarıda ortak projeler yapmak, hem mimarlık projeleri yapmak hem de eğitim alanında işbirliği yapmak tabii kaçınılmaz olacak bizim için. Tabii bu etap etap, yavaş yavaş olacak. Bunlar da gündeme gelecek konular. Önce yurt içi yakın çevremizde klasiktir, yakın çevrede mimari katkıda bulunmaya başlarlar. Daha sonra ülke çapına yayılır bu. Sonra da dış ülkelere yayılır. Avrupa Birliği müktesebatı bazında yapılan projeler var. Öğretim üyelerinin değişimi dönüşümü programlarına katılması var. Örneğin bir arkadaşımız İspanya’ya gitti, bir hafta İspanya’da öğretim üyeliği yapacak. Bunların artmasını planlıyoruz, önümüzdeki yıllarda daha çok bu tür programlar planlıyoruz.  

Çevre, ekoloji, sürdürülebilirlik yaklaşımlarının mimarlık eğitimine olan tezahürü konusunda neler söylenebilir

Tabii çevreye duyarlı yapılar üretmek diye bir ilgi alanımız var. Bütün kurumların sürdürülebilir mimarlık, çevreye duyarlı mimarlık diye yaklaşımları var. Bunun planına ilişkin zaten hükümetlerin hazırladıkları kanunlar, yasalar var. Şimdi binaların ‘yeşil sertifika’ dediğimiz bir belge alması gerekiyor. Onun için de bütün eğitim kurumlarında öylesine meslek adamı yetiştirmelisiniz ki, bunların yaptığı projeler yeşil sertifika alacaklar. Biz işte bu paralelde eğitim yapıyoruz. Yoğunlukta teori derslerimiz de var, proje ve atölye derslerimizi de bu amaca dönük yaptırıyoruz ki, yaptırmak zorundayız zaten, bu çocuklar yarın bir gün ruhsat alabilsinler. Her bina bundan sonra yeşil sertifika almak zorunda. Onun için bütün kurumlar, sürdürülebilir çevreye duyarlı mimarlık o paralelde eğitim vermek zorundalar. Bizler de bunu yapmaya çalışıyoruz.  

Mimarlık eğitiminizde teori ile pratik nasıl formülize ediliyor? Üniversite-sektör işbirlikleri, stajlar, yarışmalara teşvik konularına yaklaşımınız hakkında bilgi verir misiniz?

Bizim yüzde 20 akademisyen kökenli yüzde 80 de hem teorisi hem de pratiği olan meslektaşlarla eğitimi amaçlıyoruz. Bunu Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde de böyle yapmıştık. Bu gerçekten istenilen çapta insan yetişmesine yardımcı olan bir yöntem... Doğru bir yöntem, biz de bunu gözetiyoruz. Öğrencilerin yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi yıl içinde birçok yarışma yapılıyor. Buna öğrenciler katılıyorlar, kimine kendi başlarına, kimine grup olarak, kimine de hocalarıyla birlikte katılıyorlar. Biz bunu destekliyoruz, yapıyorlar yapmaya da devam etmeliler. Ulusal çapta yarışmalar çok az maalesef ama yapıldığı zaman bizim arkadaşlar da bunlara ilgi gösteriyorlar. Ortaklaşa yabancı okullarla projeler yapma girişimleri var. Henüz gerçekleşmedi ama olacak. Yabancı öğrenciler kanalıyla girişimler var. Bu biraz zaman meselesi, işbirliği ve diyalog meselesi. Az zamanda çok iş yapmak gerekiyor, aynı zamanda olmuyor tabii. 

'Yapı malzemesi' mimarlık eğitiminde nerede duruyor? Mimarlık öğrencileri ile yapı malzemesi alanı birbiriyle yeterli iletişimi kurabiliyor mu? Daha verimli bir süreç için neler yapılabilir?

Malzeme tabii ki mimarın ayrılmaz parçası. Malzeme olmasa yapı olmaz, dolayısıyla malzeme çok önemli. Malzeme dersleri var, yapı dersleri var doğal olarak. O kapsamda her türlü malzeme gündeme geliyor. Arazimizin elvermesinden dolayı bizim her bahar döneminde burada yaptığımız çalıştaylar var. ÇATIDER diye bir birlik var. Her sene geliyorlar açık alanda hem uygulama yapıyorlar, hem de teorik anlatımda bulunuyorlar. Öğrencileri gruplayarak, grup grup onlara uygulatıyorlar. Yakın üniversiteleri davet ediyoruz, onlardan da öğrenciler katılıyor. 500-600 kişinin katıldığı etkinlikler oluyor. Çatı konstrüksiyon firması, panel sistemleri firması gibi firmalar geliyorlar ve öğrencilerle birlikte uygulama yapıyorlar. Aktarımları oluyor öğrencilere. Malzemeleriyle birlikte bire bir tanıtıyorlar, anlatıyorlar. 

Alçı sektöründeki gelişmeleri nasıl görüyorsunuz?

Biz buna ıslak imalat kuru imalat diyoruz. Kuru imalat tabiî ki ıslak imalatı bertaraf ediyor. Büyük kolaylık sağlıyor, hafif olması itibariyle de binaya yük de bindirmiyorlar. Yapı ne kadar hafif olursa o kadar ucuz olur, o kadar çabuk olur bu bir göstergedir. O bakımdan alçı ürünlerinin çok katkılı olduğunu söylemek mümkün. Çok da çeşitleri de var, içeride dışarıda, ıslak zeminlerde, kuru mekanlarda büyük kolaylık getiriyor. Bu kuru imalat her geçen gün ıslak imalatın yerini alacak, bu kaçınılmaz. Tabi bunların çok daha fazla tanıtımını yapmakta fayda var. Alçı ürünleri üreticilerinden henüz okulumuza gelen olmadı. Biz bu firmalardan da tanıtım bekliyoruz, bize gelsinler öğrencilerimize ürünlerini tanıtsınlar istiyoruz. Biz de gidiyoruz, gelin ürünlerinizi tanıtın, anlatın malzemeyi öğrenciyle buluşturun diyoruz. Firmaların da malzemelerini uygun zamanlarda tanıtmaya gelseler çok faydalı olacaktır. Yalıtım birliği de böyle şeyler yapıyor. Su yalıtımı, ısı yalıtımı bunu yapıyorlar. Çelik imalatçıları yapıyorlar. Firmaların bu şekilde üniversiteye yaklaşmasında çok fayda var. Çünkü ileride kuru duvar sistemlerini kullanacak olan nesil bu nesil. Bu ürünleri geleceğin mimarlarına anlatmak gerekiyor. Sadece kullanıcıya anlatılması yeterli olmaz. Bu gençler günün birinde bu ürünleri kullanacaklar, o açıdan bu vesileyle buradan da çağrıda bulunmuş olalım. Her firmanın üniversite işbirliğinde ürünlerini tanıtması gerekiyor. Bu konuda çok büyük ciddiyetle yaklaşan firmalar var, bunların daha da çoğalması gerekiyor. Bize yazıyorlar, çiziyorlar gelip ürünlerini tanıtıyorlar. Kiremitçiler, tuğlacılar, gaz beton firmaları çok ciddi şekilde tanıtım yapıyorlar. 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey varsa buyurun?

Mimarlık bazında şunu söylemek isterim, mimarlık çok ama çok keyifli. Zevkli insanları tatmin eden bir meslek. Bunu bilerek seçen genç neslin, ömür boyu mutlu olacağı kaçınılmaz. Bilerek seçiyorsa… Tabii ki en başta söylediğimiz gibi insanların bu mesleği bilerek seçmesinde çok büyük yarar var. Burada özele dönersek 140 okul var diyoruz ama, belki hepsini de tanıyoruz. Biz burada gerçekten çok ciddi iş yapıyoruz. İmkânlarımız çok iyi. Burası bir vakıf üniversitesi, 140 yıla yaklaşan bir eğitim geleneği olan bir kurum. Çok ciddi eğitim yapılıyor. Görüldüğü gibi olanaklarımız çok iyi. Yurtları, sosyal olanakları tam bir kampüs okulu. Konum olarak da çok güzel. Eğitim yapmak isteyen öğrenciler için çok ideal bir yer. Giderek büyüyen bir üniversite, çünkü ilköğretim alanındaki birikimi ile isim yapmış bir okul. Uzun dönemde üniversite olarak da bu ünü pekiştirecek bir okul olacağına inanıyoruz, bunun için de çabalıyoruz.    

 

test