Kocaeli'de deprem odaklı mimarlık eğitimi

Oya Kotan | 2.01.2020

Türkiye'deki üniversiteler arasında önemli bir yeri olan Kocaeli Üniversitesi, 1992 yılında 6 fakülte, 1 meslek yüksekokulu, 3 enstitü ile başladığı eğitim hayatına bugün aralarında Mimarlık ve Tasarım Fakültesi de olmak üzere 19 Fakülte, 1 Yüksekokul, 21 Meslek Yüksekokulu, 1 Devlet Konservatuvarı ile hizmet veren dev bir yüksek öğretim kurumu. Üniversitenin mimarlık eğitimi, ilk önce Mühendislik Fakültesi bünyesinde, bir yıl zorunlu İngilizce hazırlık sonrası dört yıllık lisans eğitimi şeklinde 2002 yılında başlıyor. Daha sonra 2006 yılında 'mimarlık' ile birlikte Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde bulunan 'iç mimarlık bölümü' nü kendi bünyesine katarak Mimarlık ve Tasarım Fakültesi çatısı altında yeniden yapılanıyor. Fakültede bu iki bölümün yanı sıra, 'şehir ve bölge planlama' ve 'endüstriyel tasarım' gibi öğrenci alımının henüz yapılmadığı bölümler de bulunuyor. Güncel olarak 572 lisans, 58 tezli, 1 tezsiz yüksek lisans ve 21 doktora öğrenciye sahip olan fakültenin Mimarlık Bölümü'nde 2 profesör, 7 doçent, 2 doktor öğretim üyesi, 2 öğretim görevlisi ve 10 araştırma görevlisi ile birlikte 'Bina Bilgisi', 'Yapı Bilgisi', 'Restorasyon', 'Mimarlık Tarihi' gibi dört anabilim dalında eğitim veriliyor. 

Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü'nün başkanlığını Prof. Dr. Nevnihal Erdoğan yürütüyor. Prof. Dr. Nevnihal Erdoğan ile Mimarlık Bölümü'nün mimarlık eğitimine yönelik yaklaşımlarını ve Türkiye'nin mimarlık meselelerine olan bakışını konuştuk. 

Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü'nün Türkiye'nin mimarlık alanındaki yeri ve üstlendiği rolü nasıl tanımlarsınız? 

Öncelikle bölümümüz çağdaş eğitimin gereği olarak, mekan tasarlama ve düzenleme alanında, teknoloji, kültür ve sanat ağırlıklı bir eğitim anlayışını sürdürmektedir.  Mesleki tasarım ve uygulamaya yönelik olanaklar, bilimsel ve sanatsal etkinlikler, alan gezileri, atölye çalışmaları ve kalite süreci çalışmaları başat ilgi alanımızdır.

Bildiğiniz üzere Kocaeli, Türkiye’nin endüstriyel başkentidir.  İş gücü, istihdam ve yoğun üretimle haşır neşir; gelişkin bir metropoldür. Bu nedenle ileri metropollerde görülen bütün mimari ve yaşamsal sorunsalları toplu bir halde Kocaeli’de görebilirsiniz. Buna bir de deprem gibi, ekoloji gibi, çevre kirliliği gibi güncel fenomenolojik konuları ekleyin, o zaman Kocaeli’de güçlü bir mimarlık fakültesinin neden gerekli olduğunu hemen anlayabilirsiniz. Nitekim fakültemiz bilhassa ülkemizdeki büyük sanayi hamlesi ve 1999 büyük İzmit depremi ardından büyük bir atılım yapmış ve Türkiye’deki mimari, kentsel, sosyal sorunsallara müdahil olabilecek bir eğitsel sürece girmiştir. Bugüne kadar mimarlık alanında ihmal edilmiş olan yapı kalitesi, topoğrafya, kentsel dönüşüm, standartlaşma gibi konuları ön plana almış, o güne kadar pek önem verilmeyen farklı mimari eğitsel alanlara da ağırlık vermiştir.

Mimarlık eğitimindeki temel kaygıları nasıl ortaya koyarsınız?

Bir önceki yanıtımızda da belirttiğimiz gibi Kocaeli bölgesindeki mimari sorunsallara bağlı olarak kentsel dönüşüm, depreme dayanıklı konut standartları, çevre ve yapılı çevre sorunları; bunlara ilaveten  kuşkusuz modern yapı teknikleri ve çağdaş yapı tasarımı temel ilgi alanlarımızdandır.

Mimarlık eğitiminizin olmazsa olmazı nedir? Eğitimdeki temel hedefleriniz neler?

Birinci derecede deprem bölgesinde yer almamız ve trajik felaketlere maruz kalmış olmamızın bir yansıması olarak depreme dayanıklı yapı kalitesi ve çağdaş mimari tasarım bizim için her şeyden önce gelir.

Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nde mimarlar hangi kriterlere göre yetişiyor? Bu konuda hangi hassasiyetler, hangi kıstaslar üzerinde oluşan bir eğitimden söz edilebilir?

Günümüzde mimar artık sadece bir mekan tasarımcısı olmaktan çıkmış sofistike yaşamsal sorunlara ahenk, armoni ve çözüm arayan bir kuramcı haline evrilmek zorunda kalmıştır. Dijital çağ, bilgi toplumu, devasa kentler, çevre ile bütünleşik problemler, yeni yapı teknolojileri, yeni üretim teknikleri, yeni estetik algılar ve yeni yaşam anlayışı temel konularımız arasına dahil olmuştur. Bu hassasiyetler bizim eğitim sürecimizdeki kıstasları belirler hale gelmiştir.

Sizin de başta belirttiğiniz gibi, deprem, ekoloji, çevre kirliliği gibi bir takım dış etkenler, sürdürülebilirlik meseleleri mimarlık alanının görmezden gelemeyeceği unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu tür etkenlerin mimarlık eğitiminizdeki yansımaları hakkında neler söylenebilir?

Kocaeli zaten sözünü ettiğiniz çevre, ekoloji ve sürdürebilirlik sorunlarının odağındaki bir şehir olduğu için gerek tasarım-uygulama ve kuramsal derslerimizde; gerekse de bilimsel araştırmalarımızda bu konular önceliklerimiz arasında yer alır.

Mimarlık eğitiminizde teori ile pratiği destekleyecek, bir araya getirecek ne tür enstrümanlar var; eğitiminizde teori ile pratik nasıl formüle ediliyor? 

Bu alanda dönem dönem belediyelerle iş birliklerimiz olmaktadır. Örneğin öğrencilerimiz belediyelerin yapmış olduğu bazı uygulama projelerine götürülerek, projeler üzerinde teknik incelemeler ve eğitimler yapılmaktadır. Kocaeli'de ve ulusal çapta piyasada başarı göstermiş, öne çıkmış kimi zaman da starlaşmış uygulamacı mimarlar dönem dönem fakültemize davet edilerek, onlara konferanslar verdiriyoruz. Mimarlık yarışmalarında hem düzenleyici hem de katılımcı olarak aktif rol üstelenerek fakültece başarılar göstermekteyiz. Staj ve büro deneyimleri pratiği destekleme noktasında zaten zorunludur. Buna ilaveten öğrencilerimizin uluslararası deneyim kazanması için Erasmus, Farabi gibi programlarda aktif olarak çalışmaktayız. Sanayi odası, Santex, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı, KOSGEB, Teknoloji Transfer Merkezi, Teknopark, TÜBİTAK ve Balkan Araştırma Merkezi ile kontak iş birliği ve ortak çalışmalarımız olabilmektedir. Son Santex Fuarı'nda teknoloji ve sanayi iş birliğinin bir yansıması olarak dekan yardımcımız Doç. Dr. Neşe Çakıcı Alp ve öğrencileri önemli bir ödüle layık görüldü. Uluslararası kongrelerde, uluslararası dergilerde bildiri, araştırma ve yayınlarımızla yer almaktayız. Düzenlediğimiz uluslararası kongreler uluslararası planda ilgi ve takdir toplamaktadır.

Biraz da yapı malzemeleri özelinde fikirlerinizi almak isteriz. Yapı malzemeleri mimarlık eğitiminde nerede duruyor? Mimarlık öğrencileri ile yapı malzemesi alanı birbiriyle yeterli iletişimi kurabiliyor mu? 

Daha önce belirttiğimiz gibi malzeme, yapı ve uygulama fakültemizin en hassas olduğu alanlardandır. Bu konuda çeşitli sanayi kuruluşlarını fakültemize davet ederek seminerler almakta, demonstrasyonlar yaptırmakta ve öğrencilerimizi yeni gelişen malzeme bilgisiyle güncel tutmaya çalışmaktayız. Tasarım stüdyolarımızda da malzeme kullanımını içeren temalar sunmaktayız. Bu nedenle öğrencilerimiz bazı yapı firmalarının düzenlemiş olduğu yarışmalarda başarı göstermektedirler.

Alçı gibi kuru duvar sistemleri özelinde bir değerlendirme yapmak isterseniz, neler söylersiniz? Kuru duvar sistemlerinin mimari projeler için sunduğu çözümleri nasıl buluyorsunuz?

Deprem bölgesinde yer alan Kocaeli'de son dönem tasarımlarımızda ister istemez güçlü bir statik isteniyor, bunun yanı sıra estetikte bazı mimari dekoratif ustalıklara da ihtiyaç duyuyoruz. Bu nedenle alçı gibi hafif malzemeler daima ilgi alanımızda olmuştur. Gönül ister ki kuruluşunuz bu konuda fakültemizde bir workshop düzenleyerek öğrencilerimizin bilgi ve yetilerini geliştirsin.

 

test